Ölüm ve Yas'la başlayan bir cümleye nasıl devam edersiniz?
''Ölüm var.''
''Yas var.''
Bu kadar...
Ölüm ve Yas; yaşama ait gizemli ve zorlayıcı öğretmenler. Hakkında düşünmek için erteleme ayrıcalığımız olduğunu zannettiğimiz ancak karşılaşmaktan hiçbir şekilde kaçınamadığımız konular.
Yollarımız bu büyük hocalarla buluştuğunda onlara tek model bir üniforma giydiren toplumsal yaklaşımların veya yazılıp çizilmiş teorilerin çok ötesine geçmemiz gerekiyor. Çünkü bilinen teorilerin sağladığı haritalar, kederlerimizin geçtiği rotayı tarifleyemiyor. Kalbimizin söylediği derin ağıtlara, söylenen klişe laflar veya teoriler eşlik edemiyor.
Ölüm ve yasın fısıldadığı bilgeliği duymak, kederi veya acıyı ortadan kaldırmaya çalışmak değil. İçimizde ki kaybolmuşluk hissinin veya açılan o koca boşluğun varlıklarını inkar etmeye çalışmadan, kendimize ait yas dağarcığımızın söyledikleriyle yolumuza devam edebilme gücünü bulmak ve kendi gerçekliğimize bir adım daha yaklaşmak demek.
Ölüm var.
Yas var.
Bu yalın gerçeğin sonuna/arkasına başka bir şey eklemeden sadece onunla kalabilme kapasitemiz bizi sahici yapıyor.
Ölümü ve yası böylesine bilince yaşam daha farklı yaşanıyor.
Yaşam daha farklı yaşanınca daha bilge ölünüyor. Hoşgeldiniz… Berna Köker Poljak Ölüm Doulası (Eşlikçisi) , Yas Eşlikçisi
Yasımızı yaşarsak eğer, yasımız gücümüz olur. Bunu ancak kırık kalpleri için dua edenler bilir.
ŞÜKRANLA
“Bana öyle geliyor ki diğer insanların ölümü bizim için kendi ölümümüzden çok daha derin olabilir ve belki de bu oldukça yerinde bir şey çünkü diğer insanların varlığı bizim için kendi varlığımızdan daha büyük öneme sahip” * Stephen Jenkinson
Bu kelimeler, sessiz diyarlardan kulağıma fısıldanan kuş tüyü hafifliğindeki seslerin yazıya dökülmüş hali.
Yazdığım her şey, ölülerime, ölümüne ve yaslarına şahitlik ettiğim herkese bir şükran yazısı.
Çünkü bugün, çocuklarımı, ölmüş babamın elleriyle okşayabilmemi onlara borçluyum. Tüm bunlar birer borç ödeme yazısı.
Yolculuğum uzun.
Gözlerinize sizden önce göçenlerin yerleşmesi, kemiklerinize dedelerinizin nüfuz etmesi, her attığınız adımda, tabanlarınızda nenelerinizin gücünü hissetmeniz zaman alır zira.
Halbuki konunun tamamı bundan ibarettir; siz sandığınız şeyin sadece siz olmadığını anlamakta.
Yaşam böyle akar aslında. İçinde sadece sizi barındıran bir yaşam tanımı, yaşam tanımı değil, sabah kalkıp akşam uykuya geçmekten ibaret olan kısır bir döngüden ibarettir yoksa.
Atalarımızı hatırlamak/onlarla yaşamak; kendimiz dışındaki tüm varlıkların farkına varmak, yaşama olan şükranımızı göstermek ve borcumuzu ödemektir. Şükranla...
* Yazının tamamına berkbingol.org adresinden “İyi Bir Ölüm Stephen Jenkinson İle Söyleşi” başlığından ulaşabilirsiniz. Çeviriyi yapan sevgili Kaan Bingöl’e sonsuz şükranlarımla.
** Diğer bir şükranım ve teşekkürüm, tanıştığımız günden itibaren dost ellerini sırtımda hissettiğim ve bu sitede gördüğünüz her fotoğrafın (Hakkımda kısmındaki kişisel fotoğrafım hariç) sahibi olan, Yas ve Ölüm Bilgeliği yoldaşım Sevgili Filiz Telek'e. İyi ki varsın.
*** Son olarak şükranım ve teşekkürüm oğlum Sevgili Bora'ya. 18 yaşına ulaştığı şu günlerde kalbini ve zihnini büyük bir cömertlikle açarak bu siteyi var ettiği için. İyi ki varsın.