|
Hepimiz bir gün öleceğiz. Hepimizin ağzında o kadar klişe bir laf ki bu, artık belki kalplerimize dokunmuyor bile bu. Ama bunu bir zaman kipiyle kullansam: Belki bugün öleceksiniz. Belki yarını göremeyeceksiniz. Belki sevdiklerinizden biri bugün ölecek. Bunu dediğim zaman yavaş yavaş form değişmeye başlıyor, değil mi? Dinlediklerinizin formu, size hissettirdikleri ve yankıladıkları. |
|
Martin Prechtel: Bütün sanatların anne-babasıdır yas. O anlamda da yas, hayatı yaşama şeklimiz haline geliyor bir süre sonra. Yaşamı nasıl yaşıyoruz? Bu ama sürekli kederli ve üzgün olduğumuz anlamına gelmiyor bence; bu belki tam tersi, tüm duygulara ve hallere yer açabilmek ve belki en zıt duygularla aynı anda çok kederli ve aynı anda neşeli olabilmek, gibi -söylenirken kulağa çok garip gelen- bir hale adım adım ilerliyor olmak gibi geliyor. … Belirsizlikle kalabiliyor olmak (bilgeliğin tanımı)... |